Gümüldür ile ilgili kayıtlara ilk olarak Hellenistlik uygarlığı döneminde rastlanır.Bölge önemli yerleşim yerleri ve yaptığı sosyal aktivitelerle çağa damgasını vurmuş bir merkezdir. Bunun en önemli nedeni Dönemin üç önemli kenti olan Teos,Klaroros ve Ephesos'un yol güzergahı üzerinde bulunmasındadır. Ama bu üç önemli merkeze yakınlığı nedeniyle yeteri kadar büyüyememiş,bir kasaba görünümünde kalmıştır .O günlerde Yunan yarımadasında tertip edilen olimpiyatların benzeri olan Asya Olimpiyatları bölgemizde düzenlenmiştir.
İyonlular önceleri
Kolophon (Değirmendere)ve Teos da yaşadılar. Fakat burada çıkan iç
isyanlar nedeniyle kaçıp Efes'e yerleştiler. Fakat Kral Attalos onları
Efesten alarak Teosla Lebedos arasındaki bugün Doğanbey olarak
adlandırılan (Myonnesos) bölgeye yerleştirdi. Dikkat çeken şey ise
ogünde bugün olduğu gibi mezra tipi dağınık bir yerleşim görüntüsü veren
Doğanbey, Çıfıt Kalesi, Krakisse(Karaköse) Karakoç, Hamamönü gibi
yerleşi yerlerinin bugünde nüfus bakımından çevredeki diğer beldelere
göre en küçük fakat alan bakımından ise en büyük yerleşim yerleri
olmasıdır. Eskiden olduğu gibi bugünde bir sıcak su cenneti olan
Doğanbey Burnunda (Makria Akr) bir inanışa göre denizin içinden çıkan
sudan çocuğu olmayan kadınların ve Karakoç,Cumalı ve Hamamönü
kaplıcalarından da şifa arayanların Helenistik çağından günümüze bu
kaynakları kullandıklarını biliyoruz.
Antik
çağlarda Teos ve Lebedos arası 120 stadia uzaklıktadır. Sığacık ve
Lebedos arasında Arkennesos olarak adlandırılan Aspis adasından
bahsedilir. Myonnesos yarımada şeklinde uzanan bir dağın eteğinde
kurulmuştur.Bu Aspis adasıda Çıfıt Kalesidir.Çünkü bölgede antik çağda
yerleşim görmüş başka bir ada yoktur.Ada üzerindeki su sarnıçları ve
surlar günümüz define avcıları tarafından çok tahrip edilmiştir.Sisam
(Smos) adasıyla Doğanbey Burnu arasında muhkem beir yere sahip olan
ada,geçmişte Rodos ve Ceneviz şövalyelerine ve korsanlarına ev sahipliği
yapmıştır.Küçücük bir adada büyük su sarnıçlarının bulunması Ticaret ve
Savaş gemilerine buradan su ikmali yapıldığı düşüncesini
doğrulamaktadır.
Antik
çağlarda dağınık bir yerleşim olan Myonnesos da Lebedos antik limanının
4Km batısında günümüz Çiçek Sitesi yanındaki bir tavuk çiftliğinin
altında kalan tarihi Bizans Hamam ve kare planlı bir mabet vardır.Bu
mabet Karakoç Kaplıcalarındaki tarihi hamamla benzer mimari özellikler
taşıdığından dolayı Helenistik çağ (MÖ 300) yıllarına tarihlenmektedir.
Bu bölgeyi Karaköse olarak adlandıranlar bulunsa da halk tarafından
Karakisse olarak da anılmaktadır. Lebedos Limanına 4 Km mesafede olan bu
yerleşim Karakoç Kaplıcalarına 1.5 Km uzaklıktadır. Henüz kazı
yapılmayan bu yerleşimin daha öncede açıkladığımız gibi ismi Myonnesos
olmalıdır. Çünkü Karakoç Kaplıcalarındaki muhteşem hamam ile buradaki
mabet Helennistik çağın iki eseridir. Çevrede yapılan temel kazılarında
yöreye en yakın Hamamönü Kaplıcasının şifalı sularının Karakisse ve
Amrante Oteli civarına büzlerle getirildiği anlaşılmaktadır.Yine Cumalı
Kaplıcası bahçesinde bıulunan Helenistik çağ özelliği taşıyan sütün ve
sütun başlığı çevrede büyük (Colosol)bir yapının varlığına işarettir.
Antik
çağlarda bu bölgenin çevresindeki Urla (Klozomenia), Ildır(Erytrai)ve
Sığacık (Teos) ile tarihçesi aynıdır. Bu saydığımız yerleşimlerde kazı
yapılmış olduğu için tarih aydınlanmıştır.Ama bölgemizde hiçbir
Arkeolojik kazı yapılmadığı için ancak ayakta kalan eserlerle
buluntulardan faydalanarak bölge tarihi hakkındaki bilgileri
verebilmektedir.Yine Amarante Oteli arkasında bazı şahıslara ait
bahçeler içinde Roma Bizans çağına ait sütunlar ve kitabeler
bulunmuştur.Yine aynı şahıslara ait evlerin bahçelerinde 4.YY'a ait
tarihi bir hamam vardır.Şimdi toprakla doldurulmuş bir bahçe
görünümündedir.
M.Ö
60 lı yıllarda yaşamış ünlü coğrafyacı Amasyalı Strabon'un 17 ciltlik
eserinde bölgeden şöyle bahsedilir: " İyonlular Kolophon dan sonra
Lebedos ve Teos arasında bulunan Myonnesos'a yerleştirildiler.Burada
Arkennesos adı da verilen Aspis adası vardır.Myonnesos yarımada şeklinde
bir yükseklik üzerinde iskan edilmiştir.(Strabon Syf:26)
Hemen
hemen her dönemde korsan yatağı durumunda ola Myonnesos ve Çıfıt Kalesi
korsanların barınağı idi.Bununla ilgili anlatılan Roma ve Bizans
dönemlerine ait pek çok efsane de anlatılır.Pek çok tarih yazarı da bu
bölgenin en az çevresindeki Teos ve Lebedos kadar büyük ve önemli bir
yerleşim merkezi olduğunda birleşmektedir.Ancak bu bölgelerde Arkeolojik
kazı yapılmaması bölgenin tarihi ve kültürel varlığını gün ışığına
çıkaramamıştır. Bölgenin zengin tarihi yapılacak kazılarla günyüzüne
çıkmayı beklemektedir.
Bölge
Aydınoğulları döneminde ilk Türk göçlerine tanık olmuştur.1329
yıllarında Aydınoğlu Mehmet Beyin oğlu Umur Bey İpsili ve bölgeyi ele
geçirmiştir.Bölge Osmanlı döneminde İpsili ,Osmanlının son dönemlerinde
ise Aydınoğlu Cüneyt Bey'in oğlu Doğan'a ithafen Doğanbey olarak
kullanılagelmiştir. Aydınoğullarından günümüze de önemli bir askeri
merkez durumunda olan Doğanbey Konumu itibariyle Ege'ye veSamos(Sisam)
adasına karşı bir Radar istasyonu gibi durmaktadır.
0 yorum:
Yorum Gönder